BİZE SORUN

Sinüzit nedir?

Burun etrafındaki kemikler, üst çene kemikleri ve alın kemiği içinde bulunan hava dolu boşluklara sinüs denmektedir. Bu sinüs boşluklarının bakteri, virüs, mantar gibi iltihap yapıcı ajanlarla iltihaplanmasına sinüzit adı verilmektedir.

Sinüslerin solunum havasının nemlendirilmesi, ısıtılması, zararlı partiküllerin tutulması, baş ağırlığınının azaltılması ve sesin rezonansının sağlanması gibi görevleri vardır.

Sinüzit neden oluşur?

 

Burun ve sinüslerin içersinde çoğunlukla iltihaba yol açacak bakteri ve virüs bulunmasına rağmen normal çalışan bir sinüste her zaman iltihap olmaz. Eğer sinüsün normal çalışmasına engel olacak bir durum varsa sinüzit gelişir. Sinüzit en çok nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası gelişir.

Bu tür enfeksiyonlar da sinüslerin burun içine açılan delikleri ödem nedeniyle kapanır ve sinüs salgıları burun içine boşalamaz. Ayrıca sinüslerin havalanması da bozulur. Bu durumda sinüs içerisinde kolayca iltihap gelişir. Eğer bir nezle veya grip, 7 gün içinde iyileşmezse ya da iyileşmeye başlayıp 1-2 gün içinde kötüleşirse sinüzite dönmüş demektir.

Bunun dışında sinüs ağızlarını tıkayan alerji, burunda kemik eğriliği, burun etlerinin büyümesi, burun içindeki yabancı cisimler, geniz eti gibi durumlar da sinüzit gelişmesini kolaylaştırır. Vücut direnci başka sebeplerle düşük olan kişiler sağlıklı bireylere göre daha kolay sinüzit geçirirler.

 

Sinüzit belirtileri nelerdir?

 

Sinüzit genel olarak akut ve kronik (müzmin) olarak ikiye ayrılır. Akut sinüzit yeni oluşan sinüzit anlamına gelir. Uygun tedavi edildiğinde tamamen iyileşir. Ancak kronik sinüzit sinüslerde sürekli bir iltihap anlamına gelir ve tedavisi de zordur. Akut ve kronik sinüzitin belirtileri farklıdır.

Akut sinüzitte şikayetler daha şiddetlidir. Hastayı en çok rahatsız eden şikayetlerden biri ağrıdır. Bu hangi sinüsün iltihaplandığına göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı,çene ve dişlerde ağrı şeklinde olur. Genellikle öne doğru eğilmekle artar. Ayrıca burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma (ya da kötü koku hissetme), geniz akıntısı, ateş, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtiler olur. Burun akıntısı değişen kıvamlarda, sıklıkla sarı-yeşil renkte, renksiz ya da kanla karışık olabilir. Genellikle kötü kokuludur ve hem burnun ön bölümünden dışarıya, hem de burun arka tarafından boğaz içerisine doğru akar. Geniz akıntısına bağlı bulantı-kusma öksürük ve ses kısıklığı gelişebilir.

Kronik sinüzitte şikayetler daha uzun süreli olmasına rağmen akut sinüzite göre daha hafiftir. Ağrı daha az hatta bazen yoktur. Hastayı en çok geniz akıntısı ve buna bağlı boğaz ağrısı ve öksürük rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüziti olan hastalar bazen akut dönemler yasayabilirler, bu dönemlerde şikayetler daha şiddetlidir.

Sinüzit hastalarında tanı nasıl konur?

Şikayet ve muayene bulguları (koyu-sari kıvamda burun içinde akıntı) ile özellikle akut sinüzit teşhisini koymak çoğunlukla mümkündür.

Yardımcı tanı metodlarına tanıda şüphe de kalınan olgularda başvurulur. Bu amaçla en çok kullanılan yöntem Waters grafisi denilen ve daha çok maksiller sinüsü inceleyen bir filmdir. Diğer sinüsler içinde değişik açılardan çekilen filmler vardır. Ancak bu filmlerin yanılma payları vardır. Bu nedenle özellikle tedaviye cevap vermeyen veya ameliyat düşünülen hastalarda mutlaka sinüslerin bilgisayarlı tomoğrafisi çekilmelidir. Bilgisayarlı tomoğrafi burun içi ve sinüsler hakkında bize çok faydalı ve detaylı bilgiler vermektedir.

Sinüzit tedavisi düzgün olmadığında ne gibi daha ciddi sorunlara yol açar?

 

Sinüzit uygun ilaçlarla veya gerektiğinde ameliyatla tedavi edildiğinde ciddi problemlere yol açmayan bir hastalıktır. Ancak günümüzde çok sıklıkla görülmese de düzgün tedavi yapılmadığında bazı ek sorunlar gelişebilir. Bunlardan en önemlileri iltihabın göz bölgesine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklar, beyin zarına veya beyin içine yayılarak apse oluşması, iltihabın sinüs içinde apseleşmesi ve kemik iltihabıdır.

Sinüzit tedavisi nasıldır?

 

Sinüzit tedavisinde amaç bakterilerin yok edilmesi ve sinüslerin buruna açılan deliklerinin açık olmasını sağlamaktır. Bakterilerin yok edilmesi antibiyotiklerle olur. Antibiyotik tedavisi en az 7 gün hatta bazen kronik olgularda 20-30 gün sürmelidir.

Bunun dışında sinüs deliklerinin acılması için dekonjestan amaçlı kullanılan tablet ya da spreyler, hem ağrıyı kesmek hem de iltihabi baskılamak için ağrı kesiciler ve sinüzitin oluşmasına yardımcı olan alerji gibi durumlar varsa da bunlara antihistaminik gibi anti-alerjik ilaçlar verilir.  

İlaçlara cevap alınmayan durumlarda sinüziti kolaylastıran başka faktörlerin varlığı araştırılır ve uygun şekilde tedavi edilir. Ancak bazen ameliyat gerekebilir.

Kronik sinüzitlerde de yine önce ilaç tedavisi uygulanır. Ancak ilaç tedavine cevap vermeyen veya altta yatan hazırlayıcı faktörler varlığında cerrahi tedavi uygulanır. Sinüzit ameliyatları endoskop denilen ve burun içini ayrıntılı incelemeye ve ameliyat yapmaya imkan veren kameralı cihazların kullanılmaya başlanması ile çok ilerlemiştir. Ameliyatın en önemli amacı, sinüs ağızlarının açılmasını sağlamak ve sinüslerin içini temizlemektir. Endoskopik yöntemle ameliyat yapılmaya başlandıktan sonra sinüzitin tekrarlama oranı son derece düşmüştür. Ancak özellikle alerjinin rol oynadığı sinüzitlerde tekrar problem görülmesi de seyrek değildir.

Sinüzitten korunmak için alınacak önlemler?

  • Burun içini kurutup temizleme fonksiyonunu bozan kirli havadan özellikle sigara dumanından kaçınılmalı,
  • Soğuk algınlığı sırasında bol sıvı tüketmeli,
  • Alerjik rinit var ise alerji tedavisine her zaman özen göstermeli,
  • Enfeksiyonu olduğunu bildiğiniz insanlarla ilişkilerinizi sınırlamaya çalışılmalı, bu olmuyorsa bir takım önlemler alınmalı (elleri yıkamak, ortak havlu ve ortak önlük kullanmamak gibi).